Atilla Cemal Eşen Kitapları

RESİM SANATI TARİHİNDE DEVRİMLER VE KARŞIDEVRİMLER

Atilla Cemal Eşen, bu kitabında resim sanatını ilkel komünal toplumlardaki mağara resimlerinden günümüze kadarki süreçte ekonomi ve politikayla etkileşimi temelinde ele alıyor. Çok tanrılı ve tek tanrılı dinlerin, Fransız İhtilali’nin, Sosyalist devrimlerin ve Nazizmin resim sanatına etkilerini inceliyor.

Yazar, emperyalizmin etkisiyle 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren kültür ve sanat hayatımıza giren postmodernizmi ayrıntılı olarak değerlendiriyor.

Ülkemiz özelinde Türk Devrimi’nin ve Atatürk’ün ölümüyle başlayan karşıdevrim sürecinin Türk resim sanatına etkilerini tarihsel bağlamı içinde irdeliyor.

Resim Sanatı Tarihinde Devrimler ve Karşıdevrimler, sade dili ve akıcı üslubuyla okuyucuyu sanat tarihinde keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.

 

İSTEME ADRESİ: 

Kaynak Yayınları
Kuloğlu Mahallesi Gazeteci Erol Dernek Sokak Erman Han. No: 5/10 Beyoğlu/İSTANBUL
Tel: +90212 252 21 56   +90212 252 21 99   +905422522168
E-posta: bilgi@kaynakyayinlari.com

 

 

POSTMODERNİZMİN KISKACINDA SOL VE PROPAGANDA

 

Bu sömürü sisteminin devam etmesini istemiyoruz, işte bu yüzden solcuyuz ve “bu düzen değişmeli” diyoruz; “bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm” diyoruz.

Evet değişmeli! Ama nasıl?

İzlenmesi gereken yol, partilerin ve tüm demokratik kitle örgütlerinin, gerek makro düzeyde gerek mikro düzeyde ortak soruna/sorunlara karşı eş güdüm oluşturarak birlikte hareket etmeleridir. Küçük tepkileri büyük kitlesel hareketlere dönüştürmenin yolu, “ben olmaktan çıkıp “biz” olmayı başarabilmekten, faşizmin, emperyalizmin ve kapitalizmin karşısında bir sol blok oluşturabilmekten geçmektedir.

İşte tam da bu noktada, “kiminle” ve “hangi ortak noktalarda” ittifak yapabileceğimiz sorunu ortaya çıkıyor. Bu soruların cevabı, “Sosyalizm ve Din”, “Anarşizm ve Sosyalizm”, “Milliyetçilik ve Sosyalimiz”, “Kemalizm ve Sosyalizm” başlıklarıyla ele alınıp ortaya koymaya çalışılıyor.

Bir devrimin başarısı, karşı devrimci güçleri ortadan kaldırabilme gücüne ve yeteneğine olduğu kadar, geçmişte başarısız olmuş devrimlerden ders almasına da bağlıdır. Bu nedenle, “Sovyetler Birliği’nde ve Türkiye’de Devrimlerin Geri Gitmesi” başlığı altında bir dönem mercek altına alınıyor. “Postmodernizmin Kıskacında Sol ve Propaganda”, yazarın tüm bu konulara açıklık getirebilmek amacıyla yaptığı araştırmaların sonuçları ile reklamcılık ve siyaset deneyiminin bir bileşimi olarak ortaya çıktı.

Modernizm ne kadar “kapitalizmin kültürel mantığı” ise Postmodernizm de o kadar “emperyalizmin kültürel mantığı” olarak görülür. Bu kitapta Postmodernizm, dayandığı felsefi görüşlerin yanı sıra, medya, propaganda, algı yönetimi ve kültür endüstrisi ile olan ilişkileri açısından geniş olarak ele alınıyor.

Propaganda ile reklamcılığın ilişkilerinin yanı sıra, propaganda kavramının ortaya çıkışından günümüze kadar izlediği süreç de bu kitabın konuları içinde.

Son sözde ise, günümüzün Postmodern koşulları içinde, solun kitlelere sesini duyurabilmek, kendini gösterebilmek için ne yapması gerektiğine, hangi propaganda yollarını ve yöntemlerini kullanması gerektiğine ilişkin öneriler var.

İSTEME ADRESİ:

İNSAN HAYAT SANAT VAKFI GİRİŞİMİ
Cumhuriyet Mahallesi, Şair Mehmet Akif Ersoy Sokak No: 32/A
Üsküdar/İSTANBUL
Tel: +90 531 231 65 39

 

DİNLERİN SINIFSAL KÖKENİ VE DİN ÜZERİNDEN SİYASET

Karl Marx, ciltle dolusu kitaplar yazmış, bu kitaplarda çok şey söylemiştir ama söylediklerinin hiçbiri “din halkların afyonudur” sözü kadar bilinmez.

“Dinlerin Sınıfsal Kökeni ve Din üzerinden Siyaset” kitabı, Marx’ın bu sözünden hareketle dinlerin ortaya çıkışını ve “halkların afyonu” durumuna getirilmesi sürecini ele alıyor.

Devletin ortaya çıkmasıyla birlikte devletin gücünü ellerinde tutan sömürücü sınıflar, başta iktidarları olmak üzere her türlü çıkarlarını korumak amacıyla dinsel inançları kullanmışlardır. “Aydınlanma çağı” olarak adlandırılan çağa gelinceye dek sınıflar arası mücadele, Tanrı’ya inanmakla inanmamak arasında değil, Tanrı inancının farklı yorumları temelinde şekillenmiştir. Egemen güçler tarafından dayatılan “Ortodoks” din anlayışı ile ezilen, sömürülen sınıfların dayandığı “Heterodoks” din anlayışı arasındaki bu çatışma, bu kitabın ana temasını oluşturuyor.

Tarım öncesi sınıfsız toplumlardaki kadın erkek eşitliğinin, sınıflı toplumların ortaya çıkmasıyla erkek-egemen yapıya dönüşme süreci ve dinlerin bu süreçteki etkileri de bu kitabın konuları arasında.

Otoriter, baskıcı yönetimlerin en çok emekçi sınıflar tarafından destekleniyor olması, Marksist açıdan bakıldığından çelişkili gibi görünüyor. Oysa, emekçi sınıfların büyük ölçüde köyden kente göçmüş, dini inançlarına bağlı kişilerden oluştuğunu göz önüne aldığımızda, bu tercihlerinde dinin ne derece etkili olduğunu görürüz. Bu kitap, bu durum karşısında din konusuna nasıl yaklaşmamız gerektiğini açıklıyor.

İSTEME ADRESİ

Berfin Yayınları
Çağaloğlu Yokuşu, Evren Han, No: 29/62 Kat:3 Çağaloğlu/İSTANBUL
Tel: (0212) 513 79 00 Faks: (0212) 512 37 20
www.berfin.net E-posta: berfin@berfin.net

 

DEVLET ÜZERİNE

Son yıllarda ülkemizin içinde bulunduğu durumu uzun uzun anlatmaya gerek yok. Bu durumdan çok, bu durumun yarattığı “tek adam rejimi mi yoksa demokratik parlamenter rejim mi” ekseninde doğan tartışma bu kitabın yazılmasının bir nedeni.

Neredeyse tüm muhalefet partileri, sorunun “tek adam rejimi” diye tanımlamayı uygun buldukları rejimden kaynaklandığını öne sürüyor, demokratik parlamenter rejime dönülmesiyle sorunların çözüleceğini savunuyorlar. İşte tam bu noktada “Dönülmesi istenen demokratik parlamenter rejim gerçek demokratik midir? Değilse bir üçüncü seçenek var mıdır? Varsa nedir?” soruları akla geliyor.

Yöneten ve yönetilen ayrımının özel mülkiyetle, yani sınıflı toplumlarla birlikte ortaya çıkmasının hemen ardından “Nasıl bir dünya istiyoruz ve bunun için ideal bir yönetim şekli nasıl olmalıdır” sorusuna cevap aranmaya başlandı. Bu sorunun cevabı da doğal olarak, sömüren ve sömürülen sınıflar için farklı oldu. Nitekim tarih boyunca süre gelen tüm yönetimlerin, farklı sınıfların çıkarları doğrultusunda ve farklı biçimlerde kurulduklarını görüyoruz. Karl Marx’ın “Bugüne kadar ki tüm toplum tarihi, sınıf mücadelelerinin tarihidir” sözü de bunun ifadesi.

Bu kitapta tarih boyunca ideal bir yönetimin nasıl olması gerektiğine ilişkin olarak ortaya atılmış teorilerden, ideal yönetim biçimlerinin dile getirildiği ütopyalardan ve yaşanan olumsuzlukların yarattığı endişelerin konu edildiği distopyalardan örnekler veriliyor. Geçmişte uygulanmış ve günümüzde uygulanmakta olan devlet biçimleri, dayandıkları inanç sistemleri ve felsefi görüşlerle birlikte ele alınarak yukarıdaki sorulara cevap bulmaya çalışılıyor.

İSTEME ADRESİ:

Siyah Beyaz Yayınları
Kayışdağı Mahallesi, Baykal Sokak No: 50/C
Ataşehir/İSTANBUL
Tel: 0542 113 24 22
www.siyahbeyazyayinlari.com

kitap@atillacemalesen.com